HADİ BULALIM DİĞER YARIMIZI!
Hepimiz hem dişi hem de erkek enerjisinin birleşiminden oluşuyoruz. Sadece bir enerji diğerini bastırmış durumda. Tamamlanmak, bütünleşmek için gerçekten de diğer yarımızı bulmamız gerekiyor. (Zeus’un mu işiydi bu?☺ )
Öyleyse bulalım diğer yarımızı! ‘Ne yani, dışarı çıkıp nerde benim diğer yarım şeklinde mi?’ diye atarlanmayın hemen. Tabii ki değil… ☺
Döneceğiz o konuya ama bulamadıysak bile (atarı bulamayanların yaptığını kabul edersek), sırf cinsel tatmin için zamanımızı ve enerjimizi gerekli gereksiz insanlarla tüketmeyelim…
Cinsellik bir ihtiyaçmış gibi görünse de aslında bütünselliğe en yakın olduğumuz an, doğru kişiyle olursa…
Peki ya olmazsa?...

Yama’nın dördüncü prensibi Brahmacharya’dayız… Brahmacharya aslında gerçeğe doğru ilerlemek, Ruh’u öğrenmek şeklinde Türkçeye çevrilebilir. Ama bu prensip cinsel enerji kontrolünü esas almaktadır. Bu nedenle bu şekilde ifade edilmektedir…
Cinsel enerji kontrolü derken; cinsellik yaşamamak, cinsellikle ilgili konuları konuşmaktan kaçmak, bu duyguyu bastırmak veya evlenmemek gibi olgulardan bahsetmiyoruz. Aslında bu kontrol biraz da cinsel enerjinin boşa harcanmaması üzerine.
Diğer yarımızla yaşadığımız cinsellik sonrasında kendimizi yenilenmiş hissederiz. Bağışıklık sistemimiz güçlenir, bedensel değil ruhsal bir tatmin yaşarız. Yaptığımız işe daha rahat odaklanır, yaşadığımız hayattan zevk alırız. Başka bir deyişle cinsel enerji çok güçlüdür. Bu enerji doğru şekilde kullanıldığında fayda sağlarken, yanlış kullanımı bedenimizde ciddi sorunlara yol açar.
Doğru insanla yaşanılan cinsellikte; karşılıklı gerçekleşmesi gereken muazzam enerji akışı, tek taraflı yaşandığında; sadece enerjiyi düşürmez; erken yaşlanmamıza ve hastalıklara karşı dirençsiz olmamıza neden olur…
Ne yapmalıyız?
Önce biz doğru insan olalım… ☺
Brahmacharya önce yine düşüncede başlıyor. Çok zararsız olduğunu düşündüğümüz cinsel fanteziler, güç ve konsantrasyonumuzu düşürüyor. Karşı tarafa (farkındaysanız cinsiyet ayrımı yapmıyoruz) seks objesi değil, evrenin bir parçası olarak bakabilmeyi başarmak, ilk sınavı geçtiğimizin göstergesi… ☺
Sonrasında konuşmalarımıza dikkat etmemiz gerekiyor. Sokakta kimseye laf atmayın!.. ☺
O kadar da değil mi? Trafikte yanlış sollama yapan arkadaşa arkasından küfür sallamamamız, haberlerde duyduğumuz veya okuduğumuz zatlara oturduğumuz yerden kendisini veya ailesini içeren yapamayacağımız eylemler konusunda atıp tutmamamız, gereksiz açık saçık konuşmalardan ve cinsellik içeren sohbetlerden kaçınmamız, yanlış insanlarla yanlış birliktelikler yaşamamız konusunda bize yardımcı oluyor.
Cinsellikle ilgili konulardan konuşmakla, cinselliği ağzına sakız yapmak arasında fark var sonuçta… Geçtik mi ikinci sınavı da… ☺
Son olarak; bir zahmet taş gibi çocuk, bebek gibi hatun geyikleriyle olup olmadık insanlarla takılmayın. Onu da bizim söylememize gerek yok sanırım… ☺
Haftada en az iki kez yoganızı yapın. Doğru insanı kendinize çekeceğinize emin olun. Arayışa girmenize gerek yok. Beklemeyin, düşünmeyin. Zaten o sizi, siz onu bir şekilde bulursunuz, doğru zaman geldiğinde…
Eğer bu konuyu zihninizde dahi aşamıyorsanız cinsel kimlik probleminiz olabilir.
( bkz. Sorunumuz Cinsellik mi Cinsel Kimlik mi? ) Yoga çalışmanızın yanı sıra nefes egzersizleri ve çakra çalışmaları için bu konuda bilgi sahibi bir hocadan yardım alın…
Ne siz ne de karşınızda ki bir seks objesi değil, mümkünse sevişmeyin, BÜTÜNLEŞİN…
Bizi takip etmeye devam edin…☺